Nehri Seyyidleri

Nehri seyyidleri, Hakkari bölgesinde, özellikle Şemdinli’nin Nehri köyünde Nakşibendi-Halidi tarikatının Nehri kolunu kuran Seyyid Taha Hakkari ve onun soyundan gelen dini ve siyasi liderleri ifade eder.
Araştırmalar, bu ailenin hem dini hem de siyasi alanda etkili olduğunu göstermektedir; örneğin, Şeyh Ubeydullah Nehri, 1880 yılında Osmanlı ve Kaçar Hanedanı’na karşı bir isyan başlatmıştır.
“Seyyid” unvanı, bu kişilerin Peygamber Muhammed (s.a.v)’in soyundan geldiğini belirtir, bu da dini bağlamda önemli bir saygınlık taşır.

  • Konu, tarihsel ve dini bağlamda karmaşıklık içerebilir, ancak kanıtlar bu ailenin bölgedeki etkisini desteklemektedir.

Nehri seyyidleri, Osmanlı dönemi ve sonrasında Hakkari bölgesinde önemli bir rol oynamış bir ailedir. Bu aile, Nakşibendi tarikatının Halidî kolunda liderlik yapmış ve hem dini hem de siyasi hareketlerde etkili olmuştur. Özellikle Seyyid Taha Hakkari ve oğlu Şeyh Ubeydullah Nehri, bu ailenin öne çıkan figürleridir. Seyyid Taha Hakkari, Nehri köyünde bir dergah kurmuş ve bu bölgeyi dini bir merkez haline getirmiştir. Ailesi, Abdülkadir Geylani gibi önemli Sufi liderlere uzanan bir soy zincirine sahiptir, bu da “seyyid” unvanını haklı çıkarmaktadır. Şeyh Ubeydullah Nehri ise, Kürt milliyetçiliği bağlamında önemli bir figür olarak bilinir ve 1880 isyanı ile tanınır. Günümüzde hala burada soyları devam etmektedir. Nehri seyyidleri, Osmanlı dönemi ve sonrasında Hakkari bölgesinde, özellikle Şemdinli’nin Nehri köyünde etkili olmuş bir dini ve siyasi liderler ailesini ifade eder. Bu terim, Nakşibendi-Halidi tarikatının Nehri kolunu kuran Seyyid Taha Hakkari ve onun soyundan gelen figürleri kapsar. Araştırmalar, bu ailenin hem dini hem de siyasi alanda önemli bir rol oynadığını göstermektedir.

Nehri seyyidleri, 19. yüzyılın başlarında Mevlânâ Hâlid tarafından Hindistan’dan Irak’a getirilen Nakşibendiyye tarikatından türeyen Nakşibendî-Hâlidîlik içinde bir kol olarak ortaya çıkmıştır. Bu kol, Seyyid Tâhâ Hakkârî Nehrî tarafından Hakkâri’nin Şemdinli ilçesine bağlı Bağlar (Nehri) köyünde teşekkül etmiş ve kısa sürede Türkiye, Irak ve İran üçgeninde etkili olmuştur. Seyyid Tâhâ el-Hakkârî, Abdülkadir Geylani’nin on birinci batında torunu olarak bilinir ve soyu Hasan bin Ali’ye kadar uzanır, bu da “seyyid” unvanını meşrulaştırır.
Seyyid Tâhâ, Süleymaniye, Kerkük, Erbil ve Bağdat gibi yerlerde eğitim almış, Mevlana Halid-i Bağdadî’nin önde gelen halifelerinden biri olmuştur. 1853 yılında Şemdinli yakınındaki Nehri’de vefat etmiş ve kabri orada ziyaret edilmektedir. 42 yıl boyunca Nehri’de liderlik yapmış ve bölgede dini bir merkez oluşturmuştur. Nehri seyyidlerinin en tanınmış figürlerinden biri, Seyyid Taha Hakkari’nin oğlu Şeyh Ubeydullah Nehri’dir (1826-1883). Şeyh Ubeydullah, hem Osmanlı’ya hem de Kaçar Hanedanı’na karşı isyan eden bir Kürt lideri olarak bilinir. 1880 yılında başlattığı Şeyh Ubeydullah İsyanı, Kürt milliyetçiliğinin erken bir göstergesi olarak kabul edilir. Bu isyan sırasında, Nasturi Hristiyanların desteğini almış ve bir Hristiyan misyonere yazdığı mektupta, “500.000’den fazla aileden oluşan Kürt milleti ayrı bir halktır” diyerek bağımsız bir Kürt devleti talebini dile getirmiştir. Ancak, Qajar ordusu tarafından yenilgiye uğramış, 1881’de Osmanlı’ya teslim olmuş ve Hicaz’a sürgün edilmiştir. 1883 yılında Mekke’de vefat etmiştir.
Şeyh Ubeydullah’ın oğlu Seyyid Abdülkadir (ö.1925) de siyasi alanda aktif olmuş, 1908’de Âyan Meclisi ve Şûrâ-yı Devlet başkanlığı gibi önemli görevler üstlenmiştir. Bu aile, Doğu ve Güneydoğu Anadolu, Irak, Suriye, Azerbaycan, Kırım, Kafkasya ve İran gibi geniş bir coğrafyada etkili olmuştur.

Nehri seyyidleri, tasavvuf ve irşad faaliyetlerinin yanı sıra bölgedeki siyasi hareketlilikte de aktif rol oynamıştır. Seyyid Taha Nehri, Şii etkisi ve Rus tehlikesi gibi konularda halkı örgütlemeye çalışmış, aşiretler arası kavgaları ve Osmanlı Devleti ile bölge mirlikleri arasındaki çatışmalarda arabulucu olmuştur.